Konunun ve yapılan işin öneminin daha iyi anlaşılması için, yeri gelince söylediğim bir cümle ile bu takdim yazısına da başlamak istiyorum. Sıradan değil, yüksek tahsil mezunu, bazı üst mevkilere de gelmiş kimseler üzerinde bir anket uygulayarak, anne babaları ile dede ve nenelerinin doğum ölüm tarihleri sorulsa, alınan cevaplardaki doğruluk oranı, ikinci üst batında yüzde birlere, ikilere kadar düşecek; hatta cevapsız kalacaktır. Nice önemli kimselerin hayatlarından, torunları maalesef habersizdir. Hayatlarının bilinmesinde gelecek nesillerin örnek alacakları tarafların bulunduğu bu kimselerin yazılmamış olması başka cihetle de büyük kayıp olacaktır. Meşhurların kesinlikle yazılmasına inanmış biri olarak, yirmi iki yıllık üniversite hayatımda yaptırdığım tezlerin azımsanmayacak bir kısmı bu konuya hasredilmiştir. İstekli lisans öğrencilerime tez konusu verirken, çalışacakları konunun kendi bölgeleri ile bağlantılı olmasına da dikkat ettim. Amacım, onların yörelerini, bu cihetle de daha yakından tanımalarını sağlamaya ilaveten, gelecekte öğretmen olduklarında, sıradan değil, bulundukları yerlerde elleri kalem tutan birer yazar öğretmen olmaları; dolayısıyla gelecekte tefrika edecekleri malzemenin kısmen de olsa temininden ibarettir. Bu çalışmalar esnasında bölgelerini tanıdıkça onların mutluluklarının art-tığını görüyordum. Bunlardan biri de, 1989-1990 döneminde dersler verdiğim Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencilerinden Gaziantepli Ayla Güçlü idi. Bu tezi hazırlarken defalarca Gaziantep'e giderek merhum Cemil Cahit Güzelbey başta olmak üzere bazı zevatla görüştü. O tarihten beri irtibatımın kesildiği bu eski öğrencimin, uzun yıllardır ikamet ettiği ve muhtemelen yerleştiği Almanya adresine bir mektup yazdımsa da, adresinde bulunamadığı için iade edildi. Samimi gayretini bildiğim için kitabın kapağında onun da adını görmek isteyerek ikimiz adına neşrediyorum.

---