İnan Kıraç için çok şey yazıldı, söylendi, görüntülendi. Sanayileşen Türkiye'nin en büyük özel sektör kuruluşunun Yürütme Komitesi Başkanı olduğuna göre bu doğal. İnan Kıraç'ın yakın çevresi ve kendisini kuşatan Galatasaray Topluluğu tarafından iyi bilinen nitelikleri arasında biri vardır ki sadece o niteliği, bu değerli insanı en büyük takdire layık "kılar: Eğitimcilik. Galatasaray Eğitim Vakfı'nın kurucusu ve o günden bu yana başkanı olan İnan Kıraç, önce tarihine ve yetiştiği eğitim ocağına bağlılık ve bu uğurda her türlü maddi ve manevi fedakârlık örneğini verdi. Bu tür tarihi eğitim ocaklarının korunması işlevi vazgeçilmez önemdedir. Çünkü bu ocaklar, her türlü düşünce ve siyasi kanaate sahip, çeşitli mesleklere mensup insanlar yetiştirmişlerdir. Aralarındaki farklar ne olursa olsun; ülkenin ve hatta Dünya'nın neresinde bulunurlarsa bulunsunlar; o insanlar, yetiştikleri ocağın yakınlaştırdığı ortamda birbirlerine her zaman sevgi ve hoşgörü ile sarılabildiler. Bu tarihi kurumlar, milleti oluşturan tarih ve kişilik bilinci yanında, birlikte yaşama iradesini de güçlendirirler. İnan Kıraç'ın başlattığı ve başardığı hareket bunun için çok önemlidir. Bunun yanında, Galatasaray Eğitim Vakfı olayı, her şeyi Devlet'ten beklememenin de örneği ve uygulamasıdır. İnan Kıraç'ın bu çabaları, son on yıl içinde bir başka büyük hedefe yönelmiştir: Tarihi işlevinin doğrultusunda, ama çağın gereklerine uygun olarak, yetiştiği Galatasaray Lisesi'nin devamını oluşturacak bir üniversite ve lisansüstü öğretim ve araştırma kurumu yaratmak! İnan Kıraç bu fikri, önce o atılımcı duygusallığı ve heyecanı içinde benimsedi; benimsetti; sonra da "müesseseleştirdi'. Galatasaray Üniversitesi, yüzlerce öğrencisi, Türk ve Fransız öğretim üyeleri ve yardımcıları ile ikinci öğretim yılına başladı bile!

---