Turquerie ve Temsil Politikası, 1728-1876
Yazar | : | Nebahat Avcıoğlu |
İsbn | : | 9786055250355 |
Yayın Tarihi | : | Ağosyos, 2014 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 352 |
Ölçü | : | 16,5 x 24 cm |
Yayınevi | : | Koç Üniversitesi Yayınları |
Konu | : | Belgesel |
On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda Avrupa da, Osmanlı mimarlığı sırf uzaktan seyredilecek bir nesne olmanın ötesine geçti. Bu yüzyıllarda Fransa, Britanya ve Almanya’da tipik Osmanlı yapıları olan hünkâr köşklerinin tek odalı küçük versiyonları, merkezi planlı tek kubbeli camiler veya mescitler ve çoğunlukla “Türk” sıfatını taşıyan hamamlar gibi yapılar boy gösterdi ve bunlar Avrupalı mimarlar ve hamiler için birer mimari model durumuna geldi. Bu tür yapılar arasında en dikkat çekici olanlar devrik Polonya kralı Stanislas Leszczynski’nin resmi ikametgâhı olan Lorraine’deki Luneville Sarayının bahçesinde 1737-40 arasında inşa ettirdiği köşkler (Resim 0.1); 1742 de Londra’da, Vauxhall Bahçeleri olarak bilinen kamusal alanda Galler Prensi Frederick onuruna yaptırılan “Türk Çadırı” adlı gösterişli köşk (bkz. Renkli Resem 1) ve 1762’de Kew Bahçeleri’nde (ileride Kraliyet Akademisinin mimarlık profesörü olan) William Chambers’ın tasarladığı ve inşa ettiği Türk Camisi’ydi. Bu sonuncusu bir bahçe dekoru olmakla birlikte, aslında Batı Avrupa’da inşa edilen ilk camiydi (Resîm 0.2). Bunları 1862’de Londra’da açılan “Jermyn Sokağı Hamamı” izledi. Bu hamam siyasi radikal ve seyyah David Urquhart tarafından tasarlanıp gerçekleştirilmişti (Resİm 0.3) ve neredeyse tüm dünyada taklit edilen “örnek bir tesis” durumuna geldi. Bu yapının en başarılı takipçisi 1876’da Paris’te açılan Le Hammam oldu...