Epilepsi (sara), dünyada ve Türkiye'de sık rastlanan kronik hastalıklardan biridir. Kronik bir hastalığa tutulmuş olmak, aslında tek başına yeterince büyük bir sorundur; oysa, epilepsi hastalarının çektiği çile, bundan ibaret değildir. Epilepsi yüzünden damgalanma, epilepsi hastalarının yaşamını, hastalığın kendisinden daha çok etkiler. Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Epilepsi ile Savaş Derneği ve Uluslararası Epilepsi Bürosu, 1997 yılında, epilepsinin yol açtığı damgalanmaya karşı ortak bir kampanya başlatmıştı. Dünya Çapında Epilepsiyle Savaş Kampanyasının görevi, epilepsinin toplumda kabul görmesini, tedavisini, önlenmesini ve hizmetlerin sunumunu iyileştirmek olarak belirlenmişti. Türk Epilepsi ile Savaş Derneği de, Epilepsi Haftası olarak kabul edilmiş olan haziran ayının ilk hastasında daha yoğun olmak üzere, ülke çapında halkı bilgilendirme çalışmaları yürütmektedir. İşte Yalçın Küçük'ün "Mediko-Politik i Epilepsi ile Orgazm" kitabı, muhtemelen haberdar bile olmadığı dünya çapındaki bu kampanyanın amacına tamamen ters düşen ve ne yazık ki epilepsiyle damgalanmayı pekiştiren olumsuz yaklaşımıyla dikkati çekmektedir. Küçük, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "saralı" olduğunu duymuş; bunun üzerine, "politik davranışları" ile "epileptik halleri" arasında bağ kurmaya çalışmıştır. Açıkça niyeti, Başbakan Erdoğan'ı "saralı" etiketiyle damgalayarak, siyasi kariyerinden etmektir. Yirmi yıldan beri epilepsiyle uğraşan bir hekim sıfatıyla, Küçük'ün epilepsiye ve epilepsi hastalarına yaklaşımını tıp açısından son derece hatalı, kim olursa olsun bir kişiyi epilepsiyle damgalama girişimini de çok yakışıksız buldum.

---